Sivil Savunma ve Afet Yönetimi

Cuma

Batı Trakya Türklerinin Kahramanı: Dr. Sadık Ahmet

dr. sadık ahmet

Yunanistan'ın kuzeyinde, Türkiye sınırına yakın bir coğrafyada, adeta tarihin unutmaya yüz tuttuğu bir halk yaşıyor: Batı Trakya Türkleri. Osmanlı'dan kalan bu kadim topluluk, yıllardır kimlik, dil, eğitim ve dini özgürlük mücadelesi veriyor. İşte bu onurlu mücadelenin simge ismi ise, doktor, siyasetçi ve bir halk kahramanı: Dr. Sadık Ahmet.

Dr. Sadık Ahmet Kimdir?

Dr. Sadık Ahmet, 1947 yılında Gümülcine'nin Sirkeli köyünde dünyaya geldi. Tıp eğitimini Türkiye'de tamamladıktan sonra doğup büyüdüğü topraklara döndü. Ancak o, yalnızca hastaları tedavi eden bir doktor değil, halkının çığlığına tercüman olan bir dava adamıydı. Çünkü Batı Trakya Türkleri o yıllarda sistematik bir şekilde asimilasyona uğruyor, Yunan devleti tarafından "Müslüman Helenler" olarak tanımlanmak isteniyordu.

Kimlik kartlarında "Türk" ifadesinin yer alması yasaklandı. Türk okulları kapatıldı, vakıf mallarına el konuldu, camiler yıkılmaya yüz tuttu. Ve tüm bu baskılara karşı halk sessizdi. Ta ki Dr. Sadık Ahmet cesaretle ortaya çıkana kadar…

"Ben Türk’üm ve Türk kalacağım!"

1989 yılında yayımladığı bir bildiriyle, Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın uğradığı insan hakları ihlallerini tüm dünyaya duyurdu. Bu tarihi bildiride Yunanistan’ın uluslararası anlaşmalara rağmen Türk kimliğini inkâr ettiğini ve eğitimden ibadete kadar her alanda ayrımcılık uyguladığını açıkça ortaya koydu. Cezası ise ağırdı: Tutuklandı, yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı.

dr. sadık ahmet tutuklama

Ama Sadık Ahmet geri adım atmadı. “Ben Türk’üm ve Türk kalacağım!” diyerek mahkeme salonlarında bile halkının sesini duyurmaya devam etti. Ona göre mücadele yalnızca Batı Trakya için değil, evrensel insan hakları içindi.

Demokrasi İçin Bir Sandık Kurdu

1991 yılında Batı Trakya Türk Azınlığı’nı siyasi alanda temsil etmek üzere Dostluk, Eşitlik, Barış Partisi’ni (DEB) kurdu. Parti, kısa sürede büyük bir destek topladı. Sadık Ahmet, seçilerek Yunan Parlamentosu'na girdi. Bu, Batı Trakya Türkleri için bir dönüm noktasıydı. Artık sesi kısılan bir topluluğun, mecliste gür bir sesi vardıAncak sistem onu yine susturmak istedi. Seçim yasaları değiştirildi, barajlar getirildi, DEB'in önüne engeller konuldu. Ama Sadık Ahmet yılmadı. O artık bir siyasi lider değil, bir halk sembolüydü.

Şüpheli Bir Kaza ve Hiç Dinmeyen Bir Yas

24 Temmuz 1995'te, bir araba kazasında şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Ölümü hâlâ birçok kişi tarafından bir suikast olarak değerlendirilmekte. Arkasında yalnızca ailesini değil, umutlarını ona bağlamış binlerce Batı Trakya Türkünü bıraktı.

dr. sadık ahmet mezarı

Cenazesine on binlerce kişi katıldı. Tabutu Türk bayrağına sarıldı. Dualar yalnızca Gümülcine semalarında değil, Edirne'den İstanbul’a, Ankara’dan Diyarbakır’a kadar her yerde yankılandı. Çünkü o yalnızca Batı Trakya'nın değil, bütün Türk milletinin kahramanıydı.

Mirası Bugün de Yaşıyor

Sadık Ahmet’in açtığı yol hâlâ yürünmeye devam ediyor. DEB Partisi, onun vizyonuyla ayakta kalmaya çalışıyor. Her yıl 24 Temmuz’da mezarı başında binlerce kişi onu anıyor. Ve Batı Trakya Türkleri, onun sayesinde kimliğini savunmayı sürdürüyor.

Son Söz

Dr. Sadık Ahmet, adını tarihe zulme karşı dimdik duran bir adam olarak yazdırdı. O, Batı Trakya Türklerinin suskunluğunu bozan bir haykırıştı. Sadece bir hekim değil, halkının yaralarını sarmaya çalışan bir yürek; sadece bir siyasetçi değil, Türk kimliğini korumak için hayatını ortaya koymuş bir mücadele insanıydı.

dr. sadık ahmet

Ve bugün, onun sesi hâlâ Gümülcine’nin sokaklarında yankılanıyor:

“Ben Türk’üm, Türk doğdum, Türk kalacağım.”