Bir sabah uyandınız. Telefonunuzu açtınız, sosyal medyada dolaştınız, birkaç mesaj gönderdiniz. Günlük hayatın sıradan akışı… Ama hiç düşündünüz mü, telefonunuzun içindeki bazı uygulamalar aslında sizden daha fazlasını biliyor olabilir! İşte son dönemde gündeme gelen AppCloud tartışması tam da bu noktada devreye giriyor. İddialara göre İsrailli bir şirketin geliştirdiği bu uygulama, Galaxy A ve M serisi başta olmak üzere bazı Samsung cihazlara önceden yüklenmiş durumda. Üstelik yalnızca basit bir yazılım değil; konum bilgisi, IP adresi, cihaz kimliği gibi hassas verileri topladığı söyleniyor.
Görünmeyen Bir Tehlike: Dijital Gözetim
Eskiden savaşlarda düşman, gözetleme uçaklarıyla hareketlerimizi takip ederdi. Bugün ise bu işlevi cebimizde taşıdığımız akıllı telefonlar üstleniyor olabilir. Eğer AppCloud iddiaları doğruysa, bu yazılım kitlesel bir gözetim aracı haline gelebilir.
-
İnsanların nerede toplandığı,
-
Hangi bölgelerde yoğunluk olduğu,
-
Kritik tesislerin (havaalanı, enerji santrali, askeri üs) etrafındaki hareketlilik,
sessizce kaydedilip bir yerlere aktarılabilir. Yani telefonlarımız, bir anlamda gönüllü casusluk cihazlarına dönüşebilir.
Sivil Savunma Açısından Riskler
Sivil savunma denilince akla genelde yangın tatbikatları, sirenler veya sığınaklar gelir. Oysa 21. yüzyılda sivil savunmanın yeni cephesi dijital dünyadır.
-
Kişisel mahremiyetin kaybı sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal güvenlik açığıdır.
-
Kritik verilerin sızması, bir kriz ya da savaş anında düşmana avantaj sağlar.
-
Gizli gözetim, tahliye alanlarımızın, barınma bölgelerimizin veya askeri hareketliliğimizin açığa çıkmasına yol açabilir.
Bir düşünün: Afet ya da saldırı anında insanların hangi bölgede toplandığı bile, kötü niyetli aktörlerin işine yarayacak stratejik bir bilgi olabilir.
Ne Yapmalı?
Bu noktada sivil savunmanın klasik anlayışını genişletmek gerekiyor. Maskeler, tatbikatlar, yangın söndürme cihazları kadar dijital güvenlik de artık hayatî bir mesele. Türkiye açısından atılması gereken adımlar şöyle özetlenebilir:
-
Kurumsal Denetim: BTK ve ilgili kurumlar, ön yüklü uygulamaları düzenli olarak incelemeli.
-
Kritik Görev Telefonları: Devlet kurumlarında görev yapanların cihazlarında sertifikalı, güvenli telefonlar kullanılmalı.
-
Toplum Eğitimi: Sivil savunma eğitimlerine “dijital güvenlik” dersi eklenmeli.
-
Hukuki Çerçeve: Ön yüklü ve silinemeyen uygulamalar için yasal denetim mekanizması kurulmalı.
-
Acil Senaryolar: Kriz anlarında güvenli iletişim için alternatif kanallar (SMS tabanlı uyarı, telsiz, radyo) hazır tutulmalı.
Sonuç: Yeni Çağın Sivil Savunması
Cep telefonlarımızdaki görünmez uygulamalar, bir gün toplum güvenliği için sirenlerden daha büyük bir tehlike oluşturabilir. Bu yüzden sivil savunmayı sadece binalarımızda değil, cebimizdeki cihazlarda da aramamız gerekiyor.